Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kahramanım yorgun musun

Resim
Bu aralar kahramanlık üzerine fazlasıyla düşünüyorum. Kime kahraman denir, bir kahramanın içsel ve dışsal dertleri, sorunları, engelleri neler olmalıdır, karşısındaki "kötü karakter" kahramana dair nasıl bir güce sahip olmalıdır ki onu en ince, en hassas, en "pis" noktasından vurabilsin vesaire... Üstelik bunları evrensel bir kahraman aleminden daha çok yerel, küçük, bizden, "yurdum insanı" tanımlarıyla üretmek istiyorum. Bir kahraman olmalı, yerli olmalı, dertleri olmalı, engelleri ve çatışmaları bulunmalı ama sıkmamalı, çok eğlenceli de olmamalı, yüzeysel değil derinlikli birisi ortaya çıkarılmalı.  Falan. Düşüncelerin karanlık dehlizlerinde, elinde küçük ampüllü bir fenerle gezsen bile iki üç adım attıktan sonra bazı şeyleri anlamaya başlıyorsun. Aslında anlamak da denemez, zaten biliyorsun, hep biliyordun, bu bilgi sana ruhani bir kavrayış olarak geliyor. Kahramanın ilk şartı en başta kendisinin kurtarılmaya ihtiyacı olması ve ne yazık ki bunu kendinde

hadi her şeyi kırmızıya boyayalım

  Sanırım hepimiz hayatı belirli soruların etrafında ve o soruların cevaplarını arayarak yaşıyoruz. Mesela benimki hep şu oldu: ben acaba başkasının mı hayatını yaşıyorum? Tabii ki sağanak yağmurun yağdığı kasvetli bir gecede, kötü emellere sahip hemşirenin pusetleri değiştirmesinden ve tam o anda şimşek çakmasının ışığında hain yüzünün parıldamasından bahsetmiyorum. Yani en azından öyle umuyorum. Bahsettiğim bilim kurguya biraz daha yakın bir şekilde bilincimin hiç tanımadığım bir bedene nakledilmesi; hafızamın silinerek bilmediğim bir gaye için, benimle bağlantıya geçilecek güne kadar bu salak bedende yaşamaya koşullandırmam gibi bir şey de değil. Yani, bunu da umuyorum diyelim. Bahsettiğimin bana özgü bir şey olmadığının da farkındayım. Hepimiz, kimbilir hangi duygusal anlarda uzaklara, genellikle yıldızlara ya da huşulu bir manzaraya bakarken "ben aslında başka bir hayat yaşamalıydım" diye düşündük. Benim farkındalık mekanım ise odam. Odamda perderleri tam kapatmadığım bi
Hayatla ilgili çok şey bildiğine, çözdüğüne dair o yanılsamayı bize kim yükledi? Bu sanırım hepimizin bir şekilde savunma mekanizması haline dönüştü. Her şeyden şüphelen, her şeyden kork, çekin, sana zarar verebileceğini düşün, her şeye dair mutlaka içinde bir bit yeniği vardır diye endişeye kapıl. Hiçbir şeyi yapmamak için çok mantıklı nedenler bul. Bunlar neredeyse denizdeki kum kadar çok olsun senin için. Hele ucunda bir şeye cesaret etmemek varsa. Çok daha iyi. Kaçış edebiyatı diye bir tür var, hayatın eğer boka batmışsa, her şeyden sıkıldıysan ama boyut değiştiricin de yoksa Yüzüklerin Efendisi'ni okuyorsun ve başka diyara kaçıyorsun. Adına bu yüzden kaçış diyorlar. Belki de fark etmeden kendi kendimize bunun yazılımını yükledik. Hayatı kaçmak için yaşamak. Girift bir şekilde. Yaşarken yaşamaktan kaçmak. Görünüşte mantıksız, derinliğini kavradığında ise aslında apaçık, saf gerçeklik. Çok garip. Bir tane hayatımız var ve hiçbir şey yapmıyoruz. Gülüyorum. Sarkastik bir şekilde.

mousenin orta tuşuyla tıkladığında yeni pencerede açılmayan youtube videosu

Resim
  Burnumda geçmişe dair bir koku var, ne olduğunu bilmiyorum. Çiçekler hakkında malumatım yok. Birkaç tanesinin şeklini biliyorum. Papatya sarı beyaz olur, yaprakları kolay kopar. Gülün dikenleri vardır, orkide beyazdır genelde ve anneler gününde annene aldığında iki gün sonra solarak ölür. Yine de o günkü kokunun bir çiçek kokusu olduğunu biliyorum, denizle karışık. Deniz kokusuna aşinayım. Birazcık tuz da var, defalarca mutfakta hangisi tuz hangisi şeker diye şaşırarak serçe parmağımı ıslatıp tadına bakmıştım. Kokudan sonra en çok rüzgârı hatırlıyorum. Soğuk ve kulağı yakanı biliyorum ama bunu değil. Gözü yaşartan ve montunun ceplerinde kullanılmış peçete aratan versiyon da değil. Çok güzel, usul usul esen, kokuları taşıyan, ufacık terlemiş alnını okşayan bir rüzgâr bu. Rüzgârdan sonra da sesler aklımdan hiç çıkmıyor. Bildiğim sesler değil bunlar, biliyormuş gibi yaptığım yankılar. Araba kornaları, üç beş dilde edilen sohbetler, bağrışlar, telefon konuşmaları, seslenmeler, yol çalışm