Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bu sancak devrilmez, salıncak koptu

korkuyorum sanırım. bilmiyorum. çok küçük şeylerden ve onların birleşimin oluşturduğu büyük şeylerden korkuyorum. boynumun ağrımasından ve düzleşmesinden korkuyorum mesela. küçük. günde 18 saat bilgisayara baktığım için boynumun bu hale geldiğinin farkındayım ve bunun aslında yapayalnız bir hayatın göstergesi olduğunu biliyorum. üzerine de bundan korkuyorum. bu büyük. başka şeylerden de korkuyorum. küçük şeylerin beni mutlu etmesinden mesela. çünkü küçük mutluluklar birleştiğinde kocaman sevinçler getirmiyor. kendimi alıştırdığım, belki bir mutluluk asalağı gibi minik şeylerde mutluluğu aramanın korkunçluğunu getiriyor. telefonun hafızasının dolması mesela. küçük. içindeki yüzlerce fotoğrafa bakıyorum ve sosyal bir insan olduğuma dair bir yanılgıya giriyorum. sonra galerinin içine giriyorum, bakıyorum ki fotoğrafların çoğu eski, çoğu bana ait, çoğu karikatür, çoğu tekil ve şanslıysam 2-3 akrabamla birlikte... eğlenceli bir hayatla doldurmamışım telefonun hafızasını. işte bu büy